'Girişimcilik Destek Programı' Revize Edilmeli

HAZARSAM Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban, KOSGEB tarafından yeni işletme kuracak girişimcilere yönelik sağlanan 'Girişimcilik Destek Programı'nın yeniden revize edilmesi gerektiğini belirtti.

'Girişimcilik Destek Programı' Revize Edilmeli
TAKİP ET Google News ile Takip Et

HAZARSAM Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban yazılı basın açıklaması yaparak, Elazığ’da âtıl işyeri fazlalığına dikkat çekti.

Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi (HAZARSAM) Başkanı Prof.Dr. Bilal Çoban KOSGEB tarafından yeni işletme kuracak girişimcilere yönelik sağlanan “Girişimcilik Destek Programı”nın yeniden revize edilmesi gerektiğini belirterek, “Mevcut uygulama hali hazırdaki işletmeleri zor durumda bıraktığı gibi çok ciddi manada kaynak israfı ve manevi sıkıntılara yol açıyor” dedi.

"Destek programının ilimiz özelinde çok ciddi sorunlara neden olduğunu görmekteyiz"

Prof. Dr. Bilal Çoban konuya ilişkin değerlendirmesinde, “KOSGEB tarafından yeni bir iş kuracak olan girişimcilere 50 bin TL’ye kadar Girişimcilik Destek Programı ile kaynak sağlamaktadır. Gerekli gördüğümüz ve hatta miktarının artırılmasına inandığımız bu destek programının ilimiz özelinde çok ciddi sorunlara neden olduğunu görmekteyiz. Şöyle ki; bu destek programı ile kendi işini kurmak isteyen girişimcilerin yapılan istatistiklerde yüzde 70’inin ilk 3 yıl içerisinde başarısızlıkla sonuçlandığı ve işletmenin kapandığı rapor edilmektedir. Yani devlet tarafından sağlanan desteğin yüzde 70’i heba olmaktadır. Bu kayıp sadece devletin kaybı olmayıp girişimcide yine elindeki avuncundakini kaybederek çok daha büyük sorunların içine düşmektedir. Anne veya babasının emekli ikramiyesi, evdeki zihniyet eşyası, arsa satarak ya da banka kredisi ile sermaye edinip büyük ümitlerle yeni bir işe giren girişimci 3 yıl içerisinde hayallerini kaybettiği gibi daha büyük bir borç sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Bunun önlenmesi için KOSGEB, Yerel Yönetimler ve ilgili Meslek Kuruluşlarının birlikteliği ve müdahalesinin şart olduğunu görmekteyiz” şeklinde konuştu.

 "Her açılan yeni işyeri mevcut işyerinin pastasını bölüşmekte"

Başkan Çoban sözlerine şöyle devam etti: "Avrupa’nın bir çok ülkesine yıllar sonra gittiğinizde aynı sokak ve caddede çok değişiklik olmadığını görmekteyiz. Oysa ilimizde bırakın yılları ay itibarı ile değişiklikler olmakta ve plansız faaliyetler büyük kayıplara yol açmaktadır. Bugün her açılan işyeri Belediyeden mutlaka izin ve ruhsat almak zorundadır. Oysa Belediyenin bir planlaması olmadığı için aynı sokak içinde 10’uncu fırına, berbere, lokantaya, kahvehaneye, patilacıya, kuaföre, emlakçıya vb. ruhsat vermektedir. Her açılan yeni işyeri mevcut işyerinin pastasını bölüşmekte bu durum hem mevcudu zora sokmakta hem de yeni açılan işlerini tatmin etmemektedir. Siftahsız işleri kapatan onlarca esnaf kardeşimiz bulunmaktadır. Oysa, ilimizin yeni yerleşim yerleri olan Çayda Çıra Mahallesi, Ataşehir Mahallesi ve büyüme süreci devam eden Cumhuriyet Mahallesi gibi yerleşim yerlerinin işyeri ihtiyacı tam olarak belirlenmeli ve hangi sokağa hangi iş kolunun ihtiyacı olduğu tespit edilerek buna göre ruhsat işlemleri yapılmalıdır. Serbest piyasa ekonomisi deyip, piyasa istihbarat, fizibilite ve arz-talep dengesi araştırmasını yapma imkanı olmayan vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi gerekmektedir.”

 "Kurumların girişimcilik kursu açmak için birbiriyle yarıştığı bu dönemi endişe ile takip ediyoruz"

 "Toplumun talebi üzerine kurumların girişimcilik kursu açmak için birbiriyle yarıştığı bu dönemi endişe ile takip ediyoruz" diyen Çoban, "Bir yılda açılan girişimcilik kursları için harcanan maddi kaynak ve zaman, KOSGEB tarafından sağlanan destek tutarı, girişimcilerin ortaya koydukları sermaye miktarının ne kadar olduğu ve ekonominin içinde kalan işletme sayısı ile heba olan kaynak miktarının açıklanması gerekmektedir. Sonuç olarak görülecektir ki, atılan taş ürkütülen kurbağaya değmemektedir. Önerimiz halen bireysel olarak verilen Girişimcilik desteklerinin çoklu ortaklık modellerine de verilmesi, böylelikle hem sermayelerin, hem birikimlerin ve tecrübelerin birleştirilerek ayakları yere basan işletmeler kurulmasına öncülük edilmesidir. Halihazırdaki destekle 50 bin TL KOSGEB ve 50 bin TL öz kaynakla bir kişinin oluşturduğu 100 Bin TL işletme risk sermayesi 5 kişinin bir araya gelmesiyle 500 Bin TL olacak ve yatırım çok daha profesyonel bir yapıda kurulabilecektir. Ortaklık kültürüne de katkı sağlayacak bu mekanizma ile ilk 3 yılda batması elzem olan işletmelerin büyük kısmı ekosistemin içerisinde sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilecektir" diye konuştu.

Prof. Dr. Çoban yaptığı açıklamada, "Elazığ İŞGEM tarafından Malatya yolunda bulunan 2. Kampus alanı için girişimci müracaatlarının alınmaya devam ettiğini İŞGEM tarafından yapılan açıklamalarda görüyoruz. Burada çok sayıda uzman tarafından her gelen girişimci talebinin titizlikle incelendiği ve adına 3’ncü Nesil Kuluçka Merkezi hizmeti verilen bir ön değerlendirme yapıldığı ifade edilmektedir. Hatta İŞGEM’de bugüne kadar yer almak için yapılan müracaat sayısının 700’den fazla olduğu basınla paylaşılmıştır. Ancak bu taleplerin yapılan incelemesinden sonra ortaya çıkan rapor ile ancak yüzde 5’i hayat bulmuştur. Geriye kalanlar heba olmaktan kurtarılmıştır. Bu ilimiz ve ülkemiz ekonomisine çok büyük bir katkıdır. Dolayısı ile girişimcilerin yatırım öncesi son değerlendirmesi İŞGEM gibi uzman bir kurumdan destek alınarak sonuçlandırılmalıdır. Bu kurumun uzmanları yatırım konusu, yeri, girişimcinin tecrübesi, piyasanın arz-talep dengesi gibi çok yönlü olarak konuyu masaya yatıracak ve sonuç olarak ya bu yatırım yapılabilir yada yapılamaz raporu verecektir. Bu çalışma insanların geleceğine yön vermesi açısından uygulanabilir ve gerekli olan bir çalışmadır” ifadelerini kullandı.

"Ticaretin şekli ve toplumun beklentileri büyük bir değişim içerisinde"

Başkan Çoban son olarak, "Geleceğini inşa etmek için kendi işini kurma anlamında çabalayan ve bu küçük imkana büyük umutlarla sarılan gençleri elbette iyi anlıyoruz. Ancak, ticaretin şekli ve toplumun beklentileri büyük bir değişim içerisinde. Bugün ilimizde ilçelerle birlikte sayısı binlere yaklaşan zincir marketler, manavdan şarküteriye, oyuncaktan kırtasiyeye, kozmetikten tekstile, bakliyattan inşaat malzemelerine, beyaz eşyadan hobi ürünlerine kadar aklınıza ne geliyor ise satmaktadırlar. Vatandaş bu marketlere girerek tüm ihtiyaçlarını bir sepete toplayıp çıkıyor. Kimseye ‘bak mahallemizde büyük umutlarla ve borçlanarak açılan şu küçük işyeri var gel bu ihtiyacını da buradan karşıla’ diyemezsiniz. Deseniz bile vatandaşın beklenti ve öncelikleri değişti. Dünya artık bu noktaya geldi. Bir de e-ticaret gerçeği var. Bugün e-ticaret üzerinden şahsi yada evinin bir ihtiyacını karşılamayan vatandaşımız kalmadı. Sanal ortamdaki ticaretin boyutu toplam ticaret içerisinde yüzde 40’lara yaklaşıyor. Bunun karşısında durma imkanı yok. İlimizdeki ticaretin yapısını buna göre kurgulamalı, ya modern satış alanları oluşturarak iş yeri açacakları buralara yönlendirmeli yada İŞGEM modeli gibi imalat yapacakları profesyonel altyapısı olan alanlara yönlendirmek gerekmektedir. İşte bu nokta da toplumun önünü açmak ve şehrin ekonomisini büyüterek sürdürülebilir bir yapıya kavuşturma noktasında Belediyeye tarihi görev ve sorumluluklar düşmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.