Kanserde Yeni Dönem!
Kanser tedavisinde kemoterapiler yerine akıllı moleküller ve kişiye özgü tedavi uygulamalarının daha fazla kullanılmaya başlaması tüm kanser türleri için umut vadediyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de her yıl ortalama 163 bin kişiye kanser teşhisi konuyor. Dünya Sağlık Örgütü ise daha vahim bir tabloya işaret ediyor. Dünya çapında ise ortalama 18 milyon kişiye kanser teşhisi konuyor, dokuz milyonu aşkın kişi kanser sebebiyle hayatını kaybediyor. Üstelik görülme sıklığı da gün geçtikçe artıyor. Yapılan araştırmalar tablonun bu şekilde devam etmesi hâlinde 2030 yılında bütün dünyada 22 milyon yeni tanı konulacağını gösteriyor.
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbı Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Türken kanserde kişiye özgü uygulamaları ve kanserle mücadelenin geleceğini anlattı.
KEMOTERAPİ TERK Mİ EDİLİYOR?
Prof. Dr. Türken, kanserin yıllar içinde giderek artış gösterdiğine dikkat çekerek, en sık görülen türlerin erkeklerde akciğer ve prostat, kadınlarda ise meme ve akciğer kanserleri olduğunu söyledi.
Kanser tedavisinin giderek kişiye özgü hâle gelmeye başladığına dikkat çeken Türken “Hâlen pek çok hastada kullandığımız klasik kemoterapi yavaş yavaş terk ediliyor. Bunun yerini akıllı moleküller, hedefe yönelik ilaçlar alıyor. Bağışıklık sistemini aktif kılarak kanserle mücadelede daha güçlü hâle getiren immünoterapi de giderek daha fazla hastada kullanılıyor” diye konuştu.
Türken, kişiye özel tedavinin aşamalarını şöyle anlattı:
Kanser teşhisi konduktan sonra ameliyat veya biyopsi yöntemiyle alınan parça, genetik laboratuvarlara gönderiliyor. Burada tümör hücrelerinin genetik profili çıkarılıyor. Hangi genlerde problem varsa mutasyon görülüyorsa bunlar belirleniyor. Böylece hücrelerin hızlı bir şekilde çoğalmasına sebep olan bu genetik değişiklikler üzerinden tümöre direkt etkili olan ilaçlar kullanılabiliyor. İmmünoterapi metodunda da vücudun kansere karşı tabii savunma mekanizmalarının daha aktif ve güçlü hâle gelmesi sağlanıyor.
KEMOTERAPİ KADAR YAN ETKİSİ YOK
Klasik kemoterapinin tümör hücrelerine karşı bir reaksiyon göstermekle birlikte vücudun sağlıklı hücrelerini de etkileyebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Türken “Kemoterapi gören hastalarda saç dökülmesi, aşırı bulantı, kusma, kan değerlerinde düşme, kansızlık ve bunun tetiklediği enfeksiyonlar ortaya çıkabiliyor. Hedefe yönelik tedavilerde bu yan etkilerin büyük kısmını görmüyoruz” dedi.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR
“Kanserden korkma, geç kalmaktan kork” ve “Erken tanı hayat kurtarır” sloganlarının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Türken, bütün kanserler için erken dönemde tespit edildiğinde tamamen iyileşmenin mümkün olduğunu söyledi. Türken, geç kalındığında ise tamamen iyileşme mümkün olmasa da daha uzun ve kaliteli hayat sağlanabildiğine dikkat çekti.
Tümörün genetiğine göre ilaç belirleniyor
Kişiye özgü tedavide hastaya hangi ilaç fayda sağlayacaksa onun belirlendiğini, tespit edilen tümöre faydası olacak ilacın kullanıldığını belirten Prof. Dr. Türken, genetik değişiklikler ortaya çıkarıldıktan ve bunlara yönelik ilaçlar araştırılıp bulunduktan sonra kanser tedavisindeki başarının artmaya başladığını söyledi. Buna rağmen kanserin tedavisine yönelik daha katedilmesi gereken yol olduğunu belirten Türken “Şu an için bazı moleküller ve akıllı ilaçlar var ve sürekli yenileri de tedavilerimize ekleniyor ama yine de daha alınacak yol var. Tedaviden fayda gören hastalarda bir süre sonra ortaya çıkan ilacın etkisiz hâle gelmesi (ilaç direnci) probleminin giderilmesi, tedaviden hiç fayda görmeyen hastalarda yeni akıllı ilaçların keşfi ve immünoterapi spektrumunun genişlemesi ile kanser tedavisinde sanırım şimdi olduğundan çok daha güçlü olacağız” dedi.