Meslek Liselerinin Altın Çağı!
Ülkemizdeki katsayı politikasının maliyeti eğitim sistemine ve iş gücü piyasasına oldukça büyük oldu. Son iki yılda attığımız adımlar bu hasarların tamir edilmesi açısından çok önemli.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), son iki senede mesleki eğitimi oldukça güçlendirdi. Sektörlerle kapsamlı iş birlikleri geliştirdi. Mesleki eğitimde altyapıya yatırım yaptı, müfredat ve ders programında önemli değişiklikler yaptı. Attığı önemli adımların sonuçları da kısa sürede görüldü. Mesleki eğitimde öğrenci sayısı iki senede %63 arttı. En önemlisi artık %1’lik başarı dilimden öğrenci alan bir mesleki eğitim var. Mesleki ve teknik eğitimden sorumlu MEB Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, Türkiye'de mesleki eğitimin yaşadığı başarı hikâyesini yazdı. Maltepe Üniversitesi yayınlarından çıkan kitap “Mesleki Eğitimde Paradigma Değişimi: Türkiye'nin Mesleki Eğitimle İmtihanı” adıyla okuyucularının karşısına çıktı. Mahmut Özer ile hem kitabı hem de kitap üzerinden meslek eğitimi konuştuk.
-Hem süreci yönetmek hem de yazmak nasıl bir duygu?..
Son iki yıl kısa gibi duruyor ancak bizim için oldukça yoğundu. Her yazı, bir muhasebe imkânı verdi. Birtakım boşlukları görmeme yardımcı oldu ve dolayısıyla bir sonraki projeyi tetikledi. O proje uygulandıktan sonra yazıya geçirilmesi mesleki eğitim bağlamını genişletmeme de yardımcı oldu. Dolayısıyla birbirlerini sürekli besleyen bir sürece dönüştü. Kitabın ana odağını özellikle 2023 Eğitim Vizyonu sonrasında mesleki eğitimdeki başarı hikâyesi oluşturuyor. Dünyadaki mesleki eğitim tartışmalarına da değinerek ülkemizdeki tartışmaları daha geniş perspektiften görebilme imkânı sunuyor.
-Mesleki eğitimde sektörlerle kurulan güçlü iş birlikleri son dönemde çok öne çıktı...
Mesleki eğitimin işgücü piyasası ile bağlarının çok güçlü olması lazım. TOBB, İSO, İTO, İTÜ, ATO, ASO, ASELSAN ve Savunma Sanayi Başkanlığı bu sürece çok önemli katkı verdi. Diğer taraftan mesleki eğitim ile ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla da büyük iş birlikleri geliştirdik. Bu kapsamda çalışma ilk defa yapılıyor.
-Bu iş birliğinin sahada yansımaları nasıl oldu?..
Kapsamlı iş birlikleri bütün süreçlerimizi ve kaliteyi olumlu etkiledi. Mesleki eğitimi tercih eden öğrenci sayısı her sene önemli oranlarda artmaya başladı. Özellikle öğretmenlerimizin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimlerinin gerçekleştirilmesinde bu iş birliklerinin çok önemli katkısı oldu. 2018'de iş başı ve mesleki gelişim eğitimi alan öğretmen sayısı yaklaşık 2.400 iken bu iş birlikleri sayesinde 2019'da bu sayı 7,5 kat artışla 18.000, 2020'de ise 25.000'e yükseldi. Mezunların istihdamında kolaylık sağlandıkça bu iş birliklerinin mesleki eğitime katkıları çok daha büyüyecektir.
-Artık başarılı öğrenciler de mesleki eğitimi tercih etmeye başladı. Bu gelişme 1999'da uygulamaya giren katsayı politikasının yol açtığı hasarın artık onarıldığına mı işaret ediyor?
Bildiğiniz gibi katsayı uygulaması bir taraftan mesleki eğitim mezunlarının yükseköğretime erişimlerini sınırlandırırken diğer taraftan akademik olarak başarılı öğrencileri mesleki eğitimden uzaklaştırdı. Yani, mesleki eğitime girişi olumsuz etkilediği gibi çıkışı da olumsuz etkileyip mesleki eğitimi kısır döngüye soktu. Uzun yıllar bu uygulamaya devam edilmesi mesleki eğitimi tamamen çıkmaza soktu. Mesleki eğitim öğretmenlerinin motivasyonları düştü. Mevcut öğrenciler olumsuz etkilendiler. İş gücü piyasası mağdur oldu. Yıllarca işverenler, aradıkları elemanı bulamamaktan şikâyetçi oldu. Sonuç olarak da katsayı politikasının eğitim sistemine ve iş gücü piyasasına maliyeti oldukça büyük oldu. Son iki yılda attığımız adımlar bu hasarların tamir edilmesi açısından çok önemliydi. 2018 yılına göre bu yıl mesleki eğitimi tercih ederek yerleşen öğrenci sayısı %63 arttı. İyileşme bu çok önemli artışla da sınırlı kalmadı, ayrıca %1’lik başarı diliminden öğrenci alan mesleki ve teknik Anadolu lisesi sayımız da arttı. Artık meslek liselerimiz fen liseleri ile aynı puan bandında öğrenci almaya başladılar. Sınavla öğrenci alan meslek liselerinin de puanları giderek yükselmeye başladı. Bütün bu sonuçlar artık meslek eğitimde bütünsel bir iyileşme sürecine girdiğimize işaret ediyor. Yeni proje ve açılımlarla mesleki eğitimi güçlendirmeye devam edeceğiz.
KAYBEDİLEN ÖZ GÜVEN GERİ GELDİ
Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer “Salgın sürecinde güçlenen mesleki eğitimin olağanüstü şartlarda toplumun ihtiyaçlarına nasıl cevap verebileceğini hep birlikte gördük. Okullarımız ülke içi ihtiyaca katkı sunduğu gibi ilk defa ürettiği ürünleri yurt dışına ihraç etti. Mesleki eğitimin uzun yıllardır kaybettiği öz güvenini tamir etti. Artık mesleki eğitim camiası fırsat verildiğinde üretebileceğine inandı. Biz de bu aşamada AR-GE merkezleri kullanarak üretim boyutunu fikrî mülkiyetlerle ilişkilendirdik. Artık kurduğumuz bu AR-GE merkezlerinde okullarımız kendi alanlarında patent, faydalı model, tasarım ve marka üretimine odaklanıyor. Bu süreçte üniversiteler ve teknoparklarla iş birlikleri de güçleniyor. Diğer taraftan tescillenen ürünlerin ticarileşmesi için çabalıyorlar. Gelecek için oldukça umutluyuz” dedi.