“Çağ körleşmesi”, evet bu ifade; Yusuf Kaplan’nın kaleme aldığı “Medeniyet Tasavvuru-Fütuhat-ı Medeniyye’ye Giriş” adlı kitapta karşıma çıktı. Altı çizilecek bir kavram… Bu kavram, beni en derin düşüncelere sevk etti. Çağımızın hastalığına konulan en önemli teşhistir. Üzerinde düşünülmesi, yazılması ve tartışılması gereken bir konudur.
Her çağın körleşme hastalığı olduğu gibi kabullenme konusunda da sıkıntımızın olduğu bir hastalıktır. Hakikate kapanmış bir fikri bakış ne kadar gerçeği yansıtır muammadır.
Epistemolojik bir dünyanın ontolojik bir ruhu yoksa her anı laf-ı güzaftır.
Bilmek her şeyi çözseydi, şu bilgi çağında hiç sorun olmadan yaşar giderdik. Fakat mesele anlayabilme sorunudur. Biz biliyoruz ve çok da iyi konuşuyoruz. Fakat ne anlıyoruz ve ne de hissediyoruz. Hep eksikler yumağında kıvranıp duruyoruz. Çünkü Bilgi çağında anlayabilme becerimizi geliştiremedik.
İslam medeniyeti içindeki bireylerin en paradoksal sorunu kesretten vahdete açılan kanalları anlayamamalarıdır. Âlim olan Allah, kullarına eşyanın ilmini öğretti. İlmin batıni, bilginin zahiri olduğu anlayışını yakalayamadık mı sav’lar önümüzde san’malara dönüşür.
Eşyanın esrarı bilgi ile değil ilim ile faş olur.
Nazar-ı hal ile hareket eden insan dört başı mamur ve her konuda her şeyi sıralar görür kendini. Ve kendisinin bildiği sadece hakikattir inancı O’nu girdab’a sokar ve bu psikolojik travmada veya sarmalda sadece kendini oyalar durur. Sadece öyle sanırız ve sanki öyle de inanıyoruz.
Kendi tabularımızı yıkamadan ya da yıkmadan başkalarının tabuları var diye eleştiriyoruz. Bu da insanın bir başka çıkmazı aslında. Çıkmazlar silsilesindeki acziyetimizi kapatmak için bir başkasına sarıyoruz.
Bu çağdaki insan ne tam biliyor ne de tam bilme yolunda var oluyor. Şekilcilikizm, bu çağı tesiri altına almış ve insanı kıymetli eden birçok değerlerini de yok ediyor gibi geliyor bana….
Samimiyet; niyettir, özdür, fıtrattır.
Samimiyet, içten olmaktır. Şekilcilikizm gibi içten pazarlıklı olmak değildir. İslam medeniyetinin her bir bireyi bu gaflet uykusundan bir an önce uyanmalıdır. Samimiyet; niyettir, özdür, fıtrattır.
Tarik olmadan menzil olmaz.
İnsan, çağ körleşmesi diye ifade edilen mülk âlemine melakut âlemini serpiştirmelidir. Eşyanın tabiatına vakıf olmalıdır. İlmi tedris etmeli, anlayabilme becerisini geliştirip bilgi çağında anlayabilme çağını yakalamalıdır. İnsanın en önemli gayreti var olma’ya çalışmasıdır. Var olmak ise O’nda yok olmakla oluyor. Bunu en iyi işleyen ve sunan da tasavvuftur. Tarik olmadan menzil olmaz.
Sağlıcakla kalın…