Ufuk Çetinkaya

Allah Beterinden Saklasın

Ufuk Çetinkaya

Öncelikle Elazığ’da 6.8 şiddetindeki deprem nedeniyle hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır, yaralananlara acil şifalar diliyorum.

Bu deprem ile yine büyük yaralar açılmıştır ELAZIĞ’da…

İlk şokun üzerinden can derdini atlatanlar doğal olarak geleceklerini, kaybettikleri evlerini düşünmeye başladılar.

Bunların telafisi elbette olacaktır.

Ülkemizin her tarafından ilgi ve alaka ile maddi, manevi yardımlarını bu bölgeye çeviren devlet iradesi, yerel yönetimler, kurum ve kuruluş ve kişiler ellerini yaraları sarmak üzere uzattılar bile.

Bu tür konularda Türk Ulusu’nun birliği tartışılamaz.

Düşüncesi ELAZIĞ ve çevresi olan herkese müteşekkiriz.

Ama her seferinde unuttuğumuz acı gerçekler hep aynı…

Çok geriye gitmiyorum 99 depremi tüm çıplaklığıyla önümüzde.

Sonrasında ne yaptık?

Hangi tedbirleri aldık deprem üzerine?

Özellikle büyük kentlerde günlerce tartışıldıktan sonra bırakın çürük binaların sağlamlaştırılmasını deprem sonrası farklı amaçlarla işgal edilmiş Acil Toplanma Alanlarını geri dönüştürebildik mi?

Yenilerini tesis edebildik mi mesela?

Yeni başlanacak inşaatlarda gerçek anlamda deprem yönetmeliği uygulamasını denetleyebildik mi?

Hepsinden vazgeçtim…

Okullarımızda veya okul öncesi eğitimlerde çocuklarımıza deprem anında ne yapmaları gerektiğini iyice belletebildik mi?

Çünkü görüldü ki deprem anında ne yapmamız gerektiğini hiç bilmiyoruz!

İşte son ELAZIĞ Deprem’inde çekilen görüntülere bir bakınız.

Kahvelerde, alışveriş merkezlerinde depremi yaşayanlar nasıl telaşla ellerindekini bırakıp sokağa kaçmaya çalıştılar, gördünüz mü?

Yıllarca yanlış dikte edilen deprem anında masa, yatak altına yatmanın, Kapı kasalarının altında durmanın hayat kurtarmak adına ne kadar yanlış bir davranış olduğunu öğrenebildik mi?

Bunun yerine depremi hissettiğimizde onların altına girmek yerine bir hayat üçgeni yaratmak adına hemen yanlarına uzanmanın doğru hareket olduğunu biliyor muyuz?

İlk yapmamız, öğrenmemiz gerekenler işte bunlar.

Deprem bilincini geliştirmemiz gerekiyor.

Devlet güçlüdür, yaralar bir şekilde sarılır.

Ama yeni yaraların önüne ancak eğitimle, bilinçle, bilimle, denetimle geçileceğini artık öğrenmemiz gerekiyor.

Bakmayın ilk dakikadan itibaren ortalığa saçılan üç beş şuursuza.
Onlar her toplumda bulunur.

Nefret kusmaları için bir sebebe de ihtiyaçları yoktur.
Böylesi acı bir olayı bile kendi dar siyasi çıkarları için kullanmak isteyenler olacaktır. Bunlara cevap bile vermemek gerektiğini düşünüyorum. Onları nefretleriyle baş başa bırakmak ve yalnızlığa terk etmek verilebilecek en iyi cevaptır.
Bırakın kendilerini deşifre etsinler.
Bakmayın çok gürültü yaptıklarına.
Sayıları da çok değildir.

Bu ülkenin kalabalıkları içinde kaybolup gideceklerdir.

Hepimiz için önemli olan bu birlik duygusunu sürdürebilmektir. Sadece deprem sonrasında değil öncesinde de alınacak tedbirleri en üst düzeye çıkarmaktır. Depremi engelleyemeyiz.

Biz vatandaşlara düşen en önemli görev ise bir şekilde daha güvenli binaları tercih etmek ve bu konuda daha bilinçli hareket etmek olsa gerek.
Allah beterinden saklasın.

Yazarın Diğer Yazıları