Ufuk Çetinkaya

Eski İnsanlar

Ufuk Çetinkaya

Çok severim atasözlerini. 

Kim bilir her biri hangi yaşam tecrübelerinden sonra kılı kırk yararak söylendi. Yarım asıra merdiven dayamış yaşımda henüz konusuna isabet etmeyen, öylesine söylenmiş hiçbir atasözümüze rastlamadım. 

Her biri ders niteliğinde.
Başlı başına bir eser gibi. Bu atasözlerimizden geçeri bol olanlardan biri de yazı başlığı yaptığım “insan insanın mayasıdır” sözü. 

Bu atasözü durup dururken aklıma gelmedi tabii ki.

Her şeyde olduğu gibi bu yazının da bir çıkış noktası vardı nazarımda. İnsanlar değişti, hem de çok. 
Günümüzün hızlı yaşam ve çabuk tüketme çarkının dişlisine kendini kaptıranlar, “eski insanlar” dediğimiz karakteristik özellikleri yitirir oldu. 

Mesela; vefa gibi,
Dürüstlük gibi,
Güven duymak gibi,
Sözünün eri olmak,
Saygılı ve ölçülü olmak,
Kıymet bilmek,
Hatırşinas olmak,
Sahip çıkmak gibi…
Hoşgörülü olmak,
Aza kanaat etmek,
Olanla yetinmek,
Şükretmek,
Minnet duymak,
Başkalarının acısını hissetmek,
Paylaşmak,
Sebat etmek,
Sabretmek,
Anlayışlı olmak,
Nezaketli olmak,
Yürekten sevmek… gibi.

Bu insani özellikleri çoğaltmak mümkün.
Yaşadığımız dönemden midir, yoksa “zamane” dedikleri kelimenin anlamından mıdır, nedendir bilmem ama ben insanların üzerinde çok şık duran bu vasıfları özlüyorum. 

Şimdinin insanı dört mevsimi bir günde yaşar gibi; bir öyleler bir böyle. En iyi tanıdığınızı düşündüğünüz kişilerin bile bir anda bir sürü falsosuyla karşılaşmanız neredeyse kaçınılmaz hale geldi. 

Bunun için insanların arasındayken bazen kendimi mayın tarlasında gibi hisseder oldum. Değmeden, dokunmadan, üzerime sıçratmadan yaşamaya çalışmak başka türlü nasıl tabir edilirdi, bilemiyorum.

İşin daha da vahim yanı, gün geçtikçe benim gibi düşünen insanların azalması. Son dönemlerde içimden sık sık şunu der oldum; ”insanlık keşke yemekler kadar çabuk tüketilmeseydi.”

Herşeye rağmen, yine de zalim Covid -19′ un bu konuda bir faydası olduğunu düşünüyorum!
“Dünyayı kırıp geçiren salgının faydası olur mu?” demeyin. 

İnanın ki oldu.

Bize; “İnsan İnsanın Mayasıdır” atasözünü hatırlattığı için oldu.

 Zamane şartlarına ve hızlı yaşamın sunduğu imkânların karşısında şımarıklığı tavan yapmış olan insanoğluna, mutluluğumuzda ve acılarımızda birbirimize ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuzu hatırlatarak faydası oldu. 

Eşle dostla içilmeyen bir kahvenin ne kadar tatsız olduğunu anladığımızda, yalnız geçen beş çayının arkadaş, akraba talukat olmadan ne kadar yavan olduğunu anladığımızda, düğünümüzde, derneğimizde, cenazemizde, kutlamamızda insansız kalmanın ne büyük bir boşluk olduğunu anladığımızda faydası oldu.
 
Mayamız yine bizleriz.

Bunu anladığımız için faydası oldu. Anlamayanlar mı? 

Hâlâ anlamayan da pek çok ama bardağın dolu tarafını görmek, boş tarafını görmekten iyidir. 

İnsan gibi insanlarla rastlaşmanız dileğimle... 

Yazarın Diğer Yazıları