Ufuk Çetinkaya

Kendin Olmak

Ufuk Çetinkaya

Her kim olursak olalım, şayet uyumlu biri değilsek, düşündüğümüz, üzerine olması adına uğraştığımız ve istediğimiz basit bir konuda bile asla ilerleyemeyiz. Üzerimizde olan enerjimizi de sarf etsek yine bir yerlere varamayız. 

Sanki içinde bulunduğumuz ortama herkes uymuş, ama sadece sen hep kendini yabancı gibi hissedersin. 

Ne yapsan ne etsen de hayatını bir türlü rayına girmiş gibi asla hissedemezsin. 

Çoğumuz biliriz kendimizi sevdirmek için tavizler veririz bir türlü istemediğimiz şeylere bile bazen evet bile deriz.
Yine de vaktimizden, bilgimizden, kendimizden ödün vermelerimiz bile sonuç vermez. Hep başa döneriz. İleri bir adımı da istemeyerek zar zor atar, attığımıza da tatmin olamayız.

Çoğumuz yaşamış olmalıyız, sanki hatırlayamadığımız bir kontratı imzalamışız da mecburen denileni yapan bir robot gibi, birileri iyi gün geçirsin diye uğraş verirken sen kendini istediğin yaşamı yaşayamamış gibi hissedersin.

Neden mi? 

Çünkü olman gereken yerde değilsindir. 

Tam tersine olman gerektiğine kendini ikna ettiğin bir yerdesin. Ait olmadığın bir yerlerde kök salmaya, kendini besleyip büyütmeye çalışıyorsun. Sonra diyorsun ki:’’ 

Acaba neden benim güçlü dallarım uzamıyor? 

Acaba neden kendimi rahat ve güvende huzur içinde hissetmiyorum?

Hissedemezsin. 

Birilerinin ön gördüğü, birilerinin mantıklı bulup sana yakıştırdığı o yap boz parçaları ile dolu senin hayatın. Onlar oldu dese de içindeki duyduğun o kısık ses sana aslında olmadı diyor. Sen buraya ait değilsin.

Böyle bir yaşam sizin hikayeniz olamaz.

Bu sadece böyle olması daha güvenli gibi gelen, daha kolay ve herkes için uygun olduğunu düşündüğün basit bir hikaye. Aslında sen bu hikayede yoksun. Çünkü içinde vakit geçirdiğin hayat senin hakikatinle uyumlu değil. 

Doğana teslim olduğunda ortaya çıkan arzuların, beklentilerin, hedeflerin ve etrafa sundukların bulunduğun yerle örtüşmüyor. Ya fazla kalıyorsun ya da eksik. 

Uyumsuz olmamak için kendini zorla uydurduğun bu kalıp artık seni taşımıyor. Sen hayatla, hayatın da ait olduğun plan ve yaşam artık amacınla uyumlu değil. Bunca zaman kendini başka birisi gibi olmak zorunda olduğuna ikna etmişsin.

Egon daha azıyla yetinmekten korktuğu için seni en azına mahkum etmiş haberin yok.

Kendin olamamak ise hayatın sana düşen payından en azına razı olmak demektir. Korkuların seni bu rotaya soktu. Cesaret ise seni olman gereken yere götürecektir.
 
Eğer kendin olmak seni ürkütmüyorsa, daha üretken, daha rahat, daha sevgi dolu yapıyorsa, başkalarının sesi yerine, o kendi iç sesinle uyumlandığın için seni onaylamayanları sende onaylamıyorsan ve bununla barışıyorsan artık kendi yörüngendesin demektir. 

Yaşam amacın seni üstlendiğin role taşır. 

Yollarını tıkayan esas duyguyu bulmak için kendini sorgula.

Nerede olsaydım kendimi yolumda hissederdim?

Bana kendimi güvende hissettiren yer ve kişiler nerede. Katılaştırdığım hangi sorunlarımı çözersem ilerlemeye başlarım? 

Neyin sorumluluğunu almayı kabul edersem hayatım yeniden yörüngesine girer?

Eğer istediğim hayatı yaşıyor olsaydım karşılaştığım hangi konforumdan vazgeçmek zorunda kalırdım?

Buna benzer sorularının cevaplarını kalbine danışarak bulmaya çalış. Buldukların hoşuna gitmese de huzurlu olmadığın yolundan çekilmen gerektiği yerleri de bir bir göreceksin Unutmayın ki, insan topluluk içinde, basit sorularla da yüzleşirken bilgisinin ışığını koruyan insandır. 

Sevgiyle kalın huzurlu bir hayat yaşayın. Kendiniz ile özünüzle birleşin ve olmak istediğiniz gibi uyumlanın.

Yazarın Diğer Yazıları