Seçimin iddialı, çekişmeli ve bir o kadar çirkin yönü özellikle son virajda son kozlar oynanırken kendini göstermeye başladı.
Yaşadığımız şehrin her yerinde; ilçeler, beldeler ve dahi köylerde muhtarlar.
Son kozlarını oynama, vatandaşı etkileme yöntemlerini, son atımlık kurşun misali, ve yine halk ne verdiyse Allah ne verdiyse kemiksiz sallayan adayları görüyorum.
Daha önce de uyardığım, aman o hataya düşmeyin dediğim sallama vaatler, bunun yanında çirkinleşen söylemler, daha da ileri gidelim farklı oyunlar peydahlamak Türk siyasetine gölge düşürüyor.
Makam hırsı olanla hizmet aşkı olan işte tam da burada ayrılıyor.
Nasıl mı, hemen izah edelim!
Türk siyasetinde son dönemeç:
Hizmet mi, Makam hırsı mı?
Türkiye'nin siyasi atmosferi, yaşadığımız zamanda olduğu gibi seçim dönemlerinin son günlerinde çekişmenin ve iddianın çirkin bir hal alabiliyor.
Son viraj diye tabir edeceğimiz süreçte adaylar ve partiler genellikle son vaatlerini, hatta bir miting anında, bir televizyon programında o an aklına gelmiş projelerle popüler görünmeye, etkileme sanatını icra etmeye çalışırlar.
Bu süreç, yerel yönetimlerden ulusal düzeye kadar her yerde, ilçelerde, beldelerde ve köylerde yaşanan bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Sayılarının bir hayli bir fazla olduğu gerçeğini hatırlayacak olursak özellikle muhtar adayları bile, toplumu etkileyebilmek adına çeşitli yöntemlere başvurabiliyorlar.
Son kozlarını oynayan adaylar, adeta son atımlık kurşunları gibi, halkın önüne ne varsa, ne vaat edilebilirse sunmaya çalışıyorlar.
Ancak bu süreç, sıkça vadedilen ancak yerine getirilmesi mümkün olmayan vaatlerle dolup taşıyor. Aynı zamanda, rakiplere yönelik çirkin söylemler ve farklı manipülatif taktikler, Türk siyasetine gölge düşürmekle kalmayıp Elazığ gibi Anadolu şehirlerinde uzun süre kapanmaz yaralar açabiliyor.
Bu durum, makam hırsı ile hizmet aşkı arasındaki ayrımı net bir şekilde ortaya koyuyor.
Türk siyaset tarihinde, makam hırsından ziyade hizmet etmeyi amaç edinmiş birçok önemli figür bulunmaktadır. Süleyman Demirel, Turgut Özal, Alparslan Türkeş ömrünü siyasete vakfetmiş siyasetçiler, bu anlamda örnek alınabilecek kişiliklerdir. Onların hayatları ve sözleri, siyasette hizmet aşkının nasıl bir etki oluşturabileceğinin canlı kanıtlarıdır.
Ayrıca, yerel yönetimlerde başarılı olmuş belediye başkanları da, topluma hizmet etme yolunda izlenebilecek modeller sunarlar.
Seçimler, siyasi adaylar için bir yarıştır; ancak bu yarışın sonucunda asıl kazananın toplum olması gerektiği asla unutulmamalıdır.
Adaylar ve partiler, halkın güvenini kazanmak için vaatlerde bulunurken, bu vaatlerin gerçekçi ve uygulanabilir olması önem taşır.
Siyasetçilerin amacı, makam elde etmekten ziyade, topluma hizmet etmek ve yaşam kalitesini yükseltmek olmalıdır.
Hülasa kıymetli sevgili dostlar ve sayın siyasetçiler;
Türk siyasetinde son kozlarını oynayanların, halkın ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alan, gerçekçi ve uygulanabilir projelerle sahneye çıkmaları önemlidir. Siyaset, hizmet etme sanatıdır ve bu sanatın en güzel örnekleri, halka hizmet etme aşkı ile hareket edenler tarafından sergilenir.
Seçim dönemlerinde ortaya çıkan çekişmeler ve çirkin söylemler, bu asıl amacın gölgesinde kalmamalıdır.