Etki-tepkidir bu. Birini yalnız bırakırsanız o da sizi yalnız bırakır. Bir tek fark vardır arada ilki severek ikincisi giderek…
Birisini kalbinizde yalnız bırakırsanız yalnızca onu sever kalbinizde yalnızca ona yer verirsiniz. Kalbinizin sahibi odur ve siz onu sevmekle mükellefsinizdir artık. Siz onu sevdikçe daha da yalnızlaşır orda. Kimse yanaşamaz artık onun yanına bu kıskançlıktan değil, onun kalbinizdeki erişilmez yerindendir. Bütün neşesi ile koşturttukça o yüreğinizde, çarptıkça gülüşü kalbinizin duvarlarına kalbiniz daha çok genişler genişledikçe daha çok seversiniz. Sevdikçe kalbiniz de yalnız bırakırsınız. Yalnız o vardır kalbinizde.
İlişkiniz birlikte yol aldığınız bir yolculuktan çıkar zamanla. O kalbinizde onu yalnız bırakmanızdan aldığı yetki ile geçer direksiyona. Siz yolcu koltuğunda kemer bile takmaya gerek duymayacak kadar gözü kapalı güvenirsiniz ona. Nasıl olsa her yer onundur ve sizin kalbinizde ona ayırdığınız yer nefes aldığınız gökyüzünüzden bile daha büyüktür. Kalbinizin uçsuz bucaksız derin boşluğunda acemi bir şoför gibi gezer durur sevdiğiniz. Keşfedilmemiş derinlikleri keşfetmek, kalbinizde onun için yetiştirdiğiniz papatya bahçelerini gezmek varken o her zaman böyle yapmaz. Bazen canı sıkılır yavaşlar, bazen gaza basar hızlanır, bazen durur, bazen sizi indirir, vaz geçer döner gelir geri alır, canı ister kendi iner fütursuzca kalbinizin duvarlarına çarpa çarpa gezer durur kalbinizde ta ki bindiği aracı parçalayana, ezilmeyen son papatya kalmayana dek. Kalbinizin tek sahibinin gözünde siz bütün darbelere rağmen yıkılmayan her şeye dayana bilen kuvvetli demir parçası, sizin gözünüzde o içinizi ısıtan ateş parçasıdır artık ve o, demiri sadece ateşin bükebildiğinin de çoktan farkına varmıştır. Dışardan bakanlar için bu, demirin mukavemetsizligi gibi görünse de demiri büken mukavemetsizligi değil ateşinin sıcaklığıdır. Bu yüzden her demir ateşi kadar mukavemet gösterir. İlk başta bu şekil vermek gibi görünse de insan dayanabildikçe ateş duracağı yeri bilmez. Büktükçe büker bilmez demir büküldükçe yükü artar, ezilir. Ezildikçe incelir. Ve her şey gibi demir de inceldiği yerden kırılır.
Uzun lafın kıssası;
Birini yalnız bırakırsanız o da sizi yalnız bırakır. İnsan büke bildiği her şeyi kırar...