Merhaba Kıymetli Öğrenciler ve Saygıdeğer veliler.
Yoğun ve zorlu bir lise-üniversite hazırlık sürecini geride bıraktık. Önce deprem, sonra da pandemi derken gerçekten de eğitimimiz için hep birlikte ciddi sıkıntılarla boğuştuk. Kimi zaman okulumuzdan veya öğretim kursumuzdan ayrı kalmanın vermiş olduğu eksikliği telafi etmeye çalışırken, kimi zaman da umutsuzluk girdabında sürüklendik. Ama her şeye rağmen öğrenci ve veliler olarak elimizden geleni yaptık ve öğrencilerimiz de sınavlara girdiğinden iyi veya kötü bu stresten bir şekilde kurtulduk.
Bu yıl her yönüyle farklı bir LGS ve YKS hazırlık sürecimiz oldu. Bu farklılık il ve ülke bazında meydana gelen olağandışı gelişmelere bağlı olurken sınavlarımız da gerek müfredat, gerek sınav süresi ve gerekse uygulanış şekli bakımından bu farklılıklardan nasibini aldı. Doğal olarak farklı bir psikoloji ile sınava giren öğrenciler de bu durumdan etkilenmedi değil. 2020 LGS ve 2020 YKS garip bir atmosferde geçtiğinden beklenmedik sonuçlara bence hazırlıklı olalım. Bunu özellikle YKS’de öğrencilerin yıl içinde yaptıkları deneme sonuçlarının biraz dışında kalmış olmasına ve çoğunluğun belli bir net aralığında birikmesine bağlıyorum. Bu birikmeye özellikle TYT ve AYT matematik sorularının alışılmışın dışında azıcık kolay ve genelde klasik sorulardan seçilmesi neden oldu diyebiliriz. Tabi zor ve yeni nesil soru tipi bekleyen öğrenciler bu duruma biraz şaşırmış olsa da öğrencilerin çoğunun matematik netlerinin genelde yüksek olmasının da bu sıkışıklığa etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Ayrıca TYT Türkçe sorularının uzun ve kapalı olması, Edebiyat sorularının ise alışılmış yazar-eser ezberinin dışında olması da bir diğer şaşkınlık sebebi sayılabilir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamasına göre 16 Temmuz 2020’de LGS, ÖSYM’nin açıklamasına göre de 28 Temmuz 2020’de YKS sonuçlarımızı öğrenip lise ve üniversite tercihlerimizi yapmaya başlayacağız. Tercih sürecine doğru yavaş yavaş adım atarken tercihlerimize yön verecek olan ana materyalimizin elbette ki sınav sonuçlarımız olduğunu biliyoruz. Ancak sınav sonuçlarımız derken kastedilen şeyin aslında aldığımız puan değil, LGS için il geneli, YKS için Türkiye geneli başarı sıralamamız olduğunu unutmayalım. Kazanmak istediğimiz lise veya üniversitenin anahtarı başarı sıralamamızdan geçtiğine göre öncelikle bulunduğumuz sıralamayı çok iyi yorumlamalıyız. Çünkü her yıl aynı başarı sıralaması ile aynı lise veya üniversite bölümleri kazanılmamaktadır. Her yıl LGS ve YKS’deki soruların çözüm oranlarına ve standart sapmaya bağlı olarak yüzdelik dilimleri de değişmektedir. Zira, LGS ve YKS bir sıralama sınavı olduğundan lise veya üniversite sabit bir puan ile değil, o yılki başarı sıralaması ile kazanılmaktadır. Buna göre sonuçlarımız açıklanır açıklanmaz hemen tercihlerimizi kendi sıralamalarımıza göre güncelleyerek bir taslak oluşturmalı ve böylece ön hazırlık yapmalıyız. Oluşturduğumuz taslak üzerinde ciddi beyin fırtınaları yapıp çok düşünmeli ve mutlaka bu konuda profesyonel destek almalıyız. Çünkü eğitim ve meslek geleceğimiz için önem arz eden tercih sürecimizi çok iyi yöneterek sonradan pişman olmayacağımız adımlar atmalı ve geniş kapsamlı düşünerek doğru tercihler yapmalıyız. Zira özellikle YKS’de yapılacak olan yanlış tercihin LGS’deki gibi ileride telafisi mümkün olmadığından doğrudan meslek hayatımızı etkilemesi söz konusudur.
Kısacası tercihler konusunda öğrenci ve velilerine tavsiyem şudur: Tercihlerimizi hazırlarken ailecek sık sık bir araya gelmeli, tercih edeceğimiz lise veya üniversite bölümünü çok iyi araştırıp analiz etmeliyiz. Bu konuyu tercih sürecinde daha detaylı bir şekilde ele alacağımdan burada kısa kesmek istiyor ve tercihlerinizi alanında uzman kişilere danışarak yapmanızı kesinlikle öneriyorum. Şunu unutmayalım ki; dört yanlış bir doğruyu, yanlış tercih ise meslek hayatını götürür.
