Geçtiğimiz günlerde yapılan bir son dakika açıklaması üniversite adaylarında büyük heyecan bir uyandırdı. Zira yapılan bu açıklama YKS’de bir dizi düzenlemeler içermektedir. Buna göre YKS’de yıllardır uygulanan puan barajı kaldırıldı ve TYT’de 135 dakika olan sınav süresi 165 dakikaya çıkarılarak sınav süresinde toplamda 30 dakikalık bir artış yapıldı.
Türkiye’de son yıllarda birçok üniversitede bazı bölümde ciddi kontenjan sıkıntıları yaşanmaktadır. Üniversite adayları tarafından tercih edilmeyen bölümlerde öğrenci azlığından dolayı bazı bölümler kapanma tehlikesi ile yüz yüze gelmiş ve hatta bazı bölümler bu gerekçe ile kapatılmıştır. Bu durum devletin eğitim imkanlarının halkın her kesimine yeterli seviyede ulaşamamasına neden olmuştur. Boş kalan kontenjanlarla devletin eğitim imkanlarınındeğerlendirilememesi bir tarafa, bu durum aynı zamanda liseden mezun olup herhangi bir yükseköğretim kurumuna yerleşemeyen gençlerin doğal olarak ülkedeki işsizlik oranını arttırmasına da neden olmaktadır. Buna karar göre YÖK, YKS puan barajını kaldırarak üniversitelerde boş kalan kontenjanların dolmasını, işsizliğin azalması ve ülkede eğitim seviyesinin yükselmesini amaçlamıştır.
TYT’de (Temel Yeterlilik Testi) sınav süresinin 135 dakikadan 165 dakikaya çıkarılarak sürenin toplamda 30 dakika uzatılmasının asıl amacı da yine bir nevi üniversitelerdeki boş kontenjanların dolmasını sağlamaktır. Çünkü TYT, yorum gücüne dayalı uzun ve zor yeni nesil sorulardan oluştuğu için riskli bir sınavdır. Bu noktada zaman yönetimi risk oranı açısından oldukça önemlidir. Üniversite adaylarının TYT’de en çok zorlandıkları nokta süre kısıtlaması olduğundan sınav süresinin 30 dakika arttırılması elbette sevindirici bir durumdur. Fakat biraz derinlemesine düşünüldüğünde TYT’de sınav süresinin arttırılması her öğrenci için aynı anlama gelmemektedir. 150 bin ile 300 bin arası ve üzeri sıralamaya giren öğrenciler için sürenin uzaması daha fazla soru çözüp netlerin arttırılması elbette büyük bir avantaj oluşturmuştur. Ancak 100 bin ve altı özellikle de ilk 20 bin sıralamasına girmek isteyen öğrenciler için bu durum avantajdan çok dezavantaj oluşturmuştur. Zira en iyi öğrencilerin sıralamalarının yığılma olmadan sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için süre, belirleyici olan önemli bir faktördü. Şimdi bu önemli faktör, ilk 20 bindeki sıralamaların belirlenmesi için tek başına yeterli olamayacaktır. Bu nedenle TYT’de ilk 20 bine girebilmek için sürenin yerine en belirleyici yeni faktör; çözümleme durumu daha güç, uzun işlem gerektiren ve birden fazla konuyu kapsayan seçkin sorular olacaktır. Özellikle de Türkçe ve Matematik testlerine dağıtılması beklenen bu tür kaliteli sorular, sınav hazırlık sürecinde farklı ve zor soru tipleri çözmenin gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır.
TYT süresinin uzaması öğrencide rehavete kapılmaya neden olabileceği gibi bu durumun bir risk oluşturacağı da muhakkaktır. “Zaten fazladan 30 dakika zamanım var” şeklinde başlayan cümleler yavaş soru çözmeye neden olabileceği gibi, YKS’de uğraştırıcı ve zaman alıcı sorularla karşılaşılınca 30 dakikalık bir süre uzatılmasının maalesef büyük bir avantaj oluşturmadığı daha net görülecektir. Bu nedenle her yönüyle donanımlı ve her koşula hazırlıklı olarak sınava girmekte büyük fayda vardır.
