'Almanları Susturan Türk' Başlıklı Köşe Yazısı

Sitemiz Yazarlarından Batuhan Kemal Aydın bundan sonra sizlerle olacaktır.

'Almanları Susturan Türk' Başlıklı Köşe Yazısı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Merhaba değerli okurlarım;

Dale Carnegie'nin güzel bir sözü vardır, az sonra anlatacağım konunun asıl öznesi vurgulayan.

“Unutma !

Bir insanın yüzünde taşıdığı ifade;

Sırtında taşıdığı elbiseden mühimdir…

Bir insanın yüzündeki samimiyet,

Her şeyden değerlidir.”

Bundan yaklaşık on gün önce bir konferans için iletişime geçtiğim Aktivist -Yazar bir beyefendi ile beklediğimin ötesinde samimi bir muhabbet ederek konferans için karar kıldık ve görüşmeyi sonlandırdık.Derken; geçtiğimiz gün Elazığ Gençlik Merkezimizin, gençliğin bilinçlenmesini ümmetin derdiyle dertlenmesini kendisine dert edinmiş Gençlik Merkezi Uzmanlarımızdan Oktay Arık Bey öncülüğünde "Ümmetin Kanayan Yarası Kudüs’ü konuşmak için bahsettiğim beyefendi ile program organize edildi. Saat 15:00 da Gençlik Merkezinde gerçekleşen konferansın ardından aynı günün akşamı da Ak Parti Elazığ Gençlik Kollarının ev sahipliğinde"Avrupa’nın Kadrajında Türkiye" konulu bir çay sohbeti organize edildi. 28 Aralık’ı, 29 Aralık'a bağlayan gece 02:30 da havaalanından, Oktay Bey'le misafirimizi aldık ve otele doğru yola çıktık. Daha bir araya gelişimizin henüz ilk dakikalarından itibaren içindeki samimiyeti yansıtmış, kendisine x Bey dedirtmekten ziyade Ağabey dedirtmeyi başarmış bunu da samimi bir şekilde telafuz ettirmiştir.  

Bu arada Şüşnaz'ın suyunu içmiş Kortig'in, Aksarayın, Gazi Caddesinin, Köfteciler sokağının Havasını teneffüs etmiş Elazığ'ın evladı bir Ağabey'den bahsediyoruz. Hani şu farklı sebeplerle memleketimizden şikayetçi olan ya da farklı sebeplerle başka bir memlekette yaşarken Elazığ’lı olduğunu bile umutmuş insanlar var ya onlara örnek olacak şekilde kişiliğinde memleketini hep barındırmış memleket sevdalısı bir Ağabey!..

Planlandığı üzere ilk olarak Elazığ Gençlik Merkezindeki programımıza geçtik. Burada bir hayal kırıklığımım olduğunu belirtmek istiyorum. Şöyle ki; program için yaklaşık 20 tane Sivil Toplum Kuruluşuna resmi yazıyla davetiye gönderilmiş olmasına rağmen, kaldı ki bunların bir çoğu Elazığ Gençlik Merkezinin imkanlarından faydalanmasına rağmen, programa katılmayı bırakın, bir-iki STK’dan başka temsilci gönderen bile olmadığını gördüm. Bu gerçekten özellikle gençlik anlamında faaliyet gösteren Genç STK’larımıza hiç yakışmadı. Her türlü imkanlarından faydalandığımız Gençlik ve Spor Bakanlığımızın  temsilcisi bir kurumun yaptığı her türlü programı sahiplenmek, katılmak ve buralarda gençlerin bilinçli bir şekilde yetişmesine vesile olmak, emin olun kendi Sivil Toplum Kuruluşlarınıza ciddi manada fayda sağlayacaktır. Allah rızası için Sivil Toplum Kuruluşlarını kendi reklam dükkanlarınızdan ziyade insan yetiştirmeye yönelik faaliyetlerle kullanalım.

"Ümmetin Kanayan Yarası Kudüs " programı güzel bir anlatımla başladı. Bir kitaptan okuyup öğrenmiş yada bir sunumdan bakarak anlatılan konuların ötesinde bir konferans gerçekleşti. Çünkü konuşmacı samimi, içten, içimizden yani bizden biriydi.Kudüs meselesinde insanların yaşadığı sıkıntıları orada olan sorunları Yahudi ve Avrupa’lıların orada oluşturmak istedikleri düzeni görüp anlamış ve içindeki iman gücünün verdiği samimiyetle bu konuda insanları bilinçlendirmeye, ümmeti uyandırmaya yönelik Hz.İbrahim’in yolunda karınca olmaya adamış, ailesiyle birlikte her türlü tehdit unsuruna rağmen Avrupanın kalbinde ümmeti haykıran Elazığ’lı bir Gakgoş olması klasik bir konuşmacının ötesine geçmişti. Ve konferans gerçekten ümmetin sorunlarına çözüm olacak bir cevapla sonlandı.

Ben sözün sahibini sevmesem de Nietzsche'in bir sözü vardır "Çaresizseniz, Çare Sizsiniz " tıpkı cümle de olduğu gibi eğer KUDÜS için, MEKKE,  MEDİNE  için zulüm gören tüm  Alem-i Müslümanlar için çözüm istiyorsak önce bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz ve ardından harekete geçeceğiz. Yani tek çözüm "BİZ" olabilmek. Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez değil, ümmet olabilmek, bilinçli olabilmek, dedi tüm gönülleri feth etti Gakgoş Ağabeyimiz…

Böylelikle Gençlik Merkezindeki programımız sonlandı. Daha sonra Ak Parti Elazığ Gençlik Kollarının ev sahipliğinde düzenlenen çay sohbeti için yola koyulduk. Tabi daha sonraki programa geçmeden, Gazi Caddesine bi tur atmadan elbette olmazdı, bu arada köfteciler sokağına gitmeden kesinlikle olmazdı… Nitekim öyle de oldu ufak bir Gazi Caddesi turunun ardından Köfteciler sokakta kısa bir mola verdik. Bu sırada bir Elazığ’lının en önemli özelliğini kendisine yüklememiz gerektiğini söyleyip kesinlikle yapması gerektiğini belirttim. O özellik hepimizde istemsizce var aslında; köfteyi, ekmeğin son dilimi ve son yudum ayranı aynı anda denk getirmek " işte bu olay bir Elazığ’lının en has özelliklerindendir ki onu da başardık hamd olsun...

Ve her zamanki çoşkusuyla AK GENÇLİK…

Daha sokağın başında beliren yüzlerinden tebessüm eksik olmayan, fedakar ve samimi gençler, vermişti zaten çay sohbetinin samimi güzel bir etkinlik olacağı mesajını, nitekim öyle de oldu. Bu gençlerin samimiyeti, konuşmacı ağabeyimizin samimiyet bilgisiyle birleşince ortaya tadından yenmez güzellikte bir etkinlik çıktı. Emeği geçen teşkilatçı kardeşlerime teşekkür ederim. 

Şimdi gelelim o güzel misafirimize, aslında misafir demek pek içime sinmiyor onu da belirteyim.  Muhabbetiyle gönlümüzde taht kuran, derdiyle bizleri dertlendiren, Alem-i İslam’a olan bakış açısıyla göremediğimiz detayları görmemizi sağlayan, samimiyetine şahit olduğumuz güzel insan; Tuğrul Selmanoğlu Ağabeyimize, hemşehrilerine verdiği emek ve desteği için şahsım ve Ümmeti için dertlenen tüm gençler adına teşekkür ediyorum. 

Allah gönlünde olanı hakkında hayırlı kılsın, nasip etsin İnşallah..

Kalın Sağlıcakla…