'Süt ve Süt Ürünleri Üretimi Teşvik Edilmeli'
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından hazırlanan, '20 Ana Başlıkta Elazığ Kurtuluş Planı' adlı raporu hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Prof. Dr. Bilal Çoban, Elazığ'da meracılık, çobanlık, peynircilik ve gerekli görülecek bölümlerin açılarak süt ve süt ürünleri üretimi ve sanayisine teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban, Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından hazırlanan “20 Ana Başlıkta Elazığ Kurtuluş Planı” adlı raporu hakkında açıklamalarda bulundu.
Başkan Prof. Dr. Bilal Çoban yaptığı açıklamada, “Elazığ ili, büyük ovaları 650 rakımdan 1700 rakım aralığında tarımsal faaliyetler konu olan 1.867.000 dekar tarım arazisi varlığı, 2.689.000 dekar mera alanları ve etrafı su kaynakları ile çevrili tarım ve hayvancılık kentidir. İlimizin etrafı su kaynakları ile çevrili olmasına rağmen sulanabilir tarım alanları 568.000 dekardır. İldeki tarımsal üretim yapan 39 bin çiftçimizle; 2020 yılı verilerine göre ağırlıklı tarla ürünlerinden buğday 133.533 ton, arpa 131.883 ton ve şeker pancarı 180.184 ton üretimle öne çıkan ürünlerdir. Meyvecilikte bağcılık önemli bir sektör üzüm üretimi 94.463 ton, kayısı 50.786 ton ve dut ülkemizde en fazla plantasyona sahip il konumunda olup 5.579 ton, sebzecilikte domates 78.840 ton, karpuz 20.102 ton ve kavun 17.620 ton üretim yetiştiricilikte öne çıkan ürünlerdir. Her ne kadar geçmişe oranla tarımsal üretimden elde edilen ürün bazlı çıktılar miktar bağlamında çoğalmış gibi görünse de; ilimizin Türkiye'deki toplam bitkisel üretim içerisindeki payı hala düşük seviyededir. Nitekim 2021 Elâzığ Tarımsal Yatırım Strateji Belgesi'nde, Türkiye'deki tarımsal üretim içerisindeki payımız tüm alanlarda (tahıl, şeker pancarı, meyve, sebze vb.) yüzde birin dahi altındadır” dedi.
"İLİMİZİN COĞRAFİ YAPISI HAYVANCILIK İÇİN ÖNEMLİ BİR POTANSİYELE SAHİP"
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban yaptığı açıklamada, “Elazığ ilinin coğrafi yapısı, ilin hayvancılık için önemli bir potansiyele sahip olduğunu ön plana çıkarmaktadır. Hayvansal üretimde en büyük girdi maliyetlerini yem giderleri oluşturduğundan meraların etkin şekilde kullanılması büyük önem arz etmektedir. Ancak ildeki meralar meyilli, engebeli ve taban suyu derinde olan kıraç araziler olmakla birlikte uzun yıllar boyunca aşırı otlatılmaya maruz bırakılmış ve doğal yapısı bozulmuştur. Sonuç olarak il meralarının büyük bir kısmını zayıf ve orta sınıf meralar oluşturmaktadır. İldeki hayvancılığın mevcut durumunun belirlenmesi, sorunlarının ele alınması ve çözüm önerilerinin ortaya konulması hayvancılık sektörünün daha iyi anlaşılması açısından önem taşımaktadır” dedi.
"KENTTE KANATLI HAYVANCILIĞA İLGİ GÖSTERİLMELİ"
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban, kentte kanatlı hayvancılığa ilgi gösterilmesi gerektiğini söyledi. Çoban, “Şehrimizde ekonomik olarak sulanabilir alanların artırılması, bitkisel üretim açısında hem çeşitlilik hem de miktar bağlamında önemli gelişmelerin yaşanmasına ortam sağlayacaktır. Örneğin mevcut durum açısından düşünüldüğünde ilimizde 2021 yılı itibariyle sulanabilir tarım arazilerinin yalnızca %36 gibi bir kısmını su ile buluşturabilinmiştir. Özellikle sulama projelerinin aktif bir şekilde hayata geçirilmesi mümkün olduğunda, sulak alanların artmasına paralel olarak kaba yem ihtiyacının önemli bir kısmının bu alanlardan sağlanabilmesinin mümkün kılacaktır. Dolayısıyla ilimizde potansiyel çayır ve mera alanlarının varlığı ve geliştirilebilir olduğu düşünüldüğünde, hayvancılığı destekleyecek önemli bir potansiyelin mevcudiyetinden söz edilecektir. Kanatlı hayvan varlığı ve mevcut işletmelerin bu alanda en modern üretimi yapabilecek kapasitede olması, bu alana ilişkin geçmiş yıllarda önemli yatırımların olması şehrimizin menfaatinedir. Şu an ilgi ve alaka gösterilmesi gereken birincil öncelikli alan kanatlı sektöründe ilimizin sahip olduğu potansiyelin aktif hale getirilmesidir. İlde yetiştirilen bitkisel üretimlerin (üzüm, kayısı, badem, boya bitkileri (endemik Hazar çiviti, muhabbet çiçeği, rubia sp. Kök boya) yöreye has tür ve çeşitler olması, geniş doğal yetişme alanlarının bulunması, avantajımızdır” diye konuştu.
"SEBZE VE MEYVELERİN KURUTULUP PAKETLENMESİ, KATMA DEĞER KATILARAK DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR"
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban, Elazığ'da potansiyel taze meyve ve sebzelerin kurutulmasıyla mevcut yeterli kalitede olmayan ürünlerin kurutma ve paketlenmesiyle katma değer katılarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çoban, İlimizin Doğu ve Batı arasındaki transit geçiş güzergahları üzerinde bulunması ve gelişmiş ulaşım ağlarına (hava yolu, karayolu, demir yolu,) sahip olması itibariyle, ülkenin toplam ihracat kapasitesini artıracak Ortadoğu pazarı üzerinde hakimiyet kurma bağlamında bir fırsat merkezi olarak önemli roller üstlenebilir. Tarım ve tarıma dayalı sanayi işletmelerinin sayısı bakımından ilimiz hala yeterli gelişme düzeyine ulaşmamış olmakla birlikte özellikle su ürünleri işleme, katı ve sıvı yağ bitkisel üretimi, fermente ve salamura ürün üretimi, nişasta ve nişasta mamulleri üretimi, bisküvi, çikolata, kakaolu ürünler üretimi, makarna ve irmik üretimi, hazır çorba ve bulyon, puding, tozkarışımlar, mayonez, sos vb. üretimi gibi alanlar girişimciler için birer fırsat alanı olarak kendisini göstermektedir. İlimizin su ürünleri yetiştiriciliği noktasında mevcut potansiyelinin henüz %20 si kadarını kullanabildiği düşünüldüğünde bu alandaki yatırımların gerek ilimiz gerekse yatırımcılar açısından birçok potansiyeli barındırdığı açıktır. Akabinde Tıbbi Aromatik Bitkilerin yüzde 75'lik pazar açığının olması sektörün en önemli fırsatıdır. İlimizde potansiyel taze meyve ve sebzelerin kurutulmasıyla mevcut yeterli kalitede olmayan ürünlerin kurutma ve paketlenmesiyle katma değer katılarak değerlendirilmesi, tarıma dayalı sanayinin (meyve sebze kurutma, işleme, meyve suyu, pekmez, pestil, vb.) gelişmesi ile tarımsal gelirin artırılması ve üreticilerin gelirlerinin yükseltilmesi, organik ve doğal ürünlere eğilimin çok arttığı günümüzde ilimizde kirlilik problemi olmayan arazilerde değer katacak sertifikalı üretimlerinin yaygınlaştırılması, tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sektörün gelişmesi amacıyla tesis kurulumu, yem bitkileri ekiliş desteği, sulama sistemleri gibi konularda verilen hibeler, doğal mera alanlarında bitki çeşitliliğinin fazla olması, tıbbi ve aromatik bitkilerden arıcılık için faydalanılması, artan tarımsal üretim girdilerine alternatif ve ucuz olan hayvansal atıkların (gübre gibi) tarımsal üretimde kullanılması. Fırsata çevrilmesi gereken önemli hususlardır” ifadelerini kullandı.
"SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ VE SANAYİSİ DESTEKLENMELİ VE TEŞVİK EDİLMELİ"
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban, Elazığ'da tarım ve hayvancılık alanında öncelikli olarak hayata geçirilmesi gereken projeler hakkında bilgi verdi. Çoban, “Gerekli alt yapının kurulması, kolaylaştırıcı ve teşvik etmesi adına; yeni teşvik düzenlenmesinde; tarım hayvancılık – süt ve süt ürünleri üretimi ve sanayisi desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Hayvancılık organize sanayi bölgesi revize edilerek bu konudaki eksiklikleri giderilmeli ve cazip hale getirilmelidir. Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesini destekleyici, Ziraat Fakültesi (zootekni, yem bitkileri üretimi, süt ve süt ürünleri teknolojileri, hayvancılık teknolojileri fakültesi ve gerekli görülecek fakülteler ile; tekniker ve teknisyen ve uzman seviyesinde meracılık, çobanlık, peynircilik ve gerekli görülecek bölümlerin açılması, tarım hayvancılık il müdürlüğünün süt inekçiliği ve veya süt hayvancılığını geliştirmek için, cins ırk üretimi veya ithalatı için kanuni alt yapıyı hazırlaması (hollanda, sanen keçi vs) gerekmektedir. STK'ların yapması gerekenler ise, tarım hayvancılık gelişim projesine uygun üretici birliklerinin kurulması (koyun, keçi, sığır, süt, peynir üretici birlikleri gibi) oluşturulan bu birlikler sayesinde nitelik ve nicelik bakımdan etkin olacak bu birliklerin temsil ve yaptırım gücünün yetkin olması, bu birliklerin örnek tesis kurarak tanıtım ve pazarlamaya katkı sağlaması, finans problemlerinin çözülmesi için gerekli banka ve/veya finans kuruluşları ile alt yapıyı sağlayarak finans problemine çözüm bulunması, gerekli tanıtımın (tv, radyo, bilboard, toplantı, ulusal medya, sosyal medya vb) tarım il müdürlüğü, valilik, ticaret oda ve borsası, belediye, üniversite ile birlikte yapması, organik peynir üretimini geliştirmek ve bu konuda marka olan şirketlerin Elazığ'a çekilmesi, bu STK'ların ElAzığ ilinin tarım hayvancılık köyleri ile bu konuda üretim yapan mezra – köy- belde – ilçe vs gibi 7 ayrı bölgeye bölerek yerinden yönetim ile etkin bir yapı kurması, kurulacak bu 7 bölge ile üreticinin bilgilendirilmesi ve gerekli alt yapı hizmetlerinin verilmesi, yem fabrikalarının kurulması gerekmektedir” dedi.